Osmanlı’dan Günümüze Hayvan Sevgisi: Mancacılık

İnsanın doğanın bir parçası olduğunu hatırlatan bitkiler ve hayvanlar şüphesiz dünyamızı güzelleştiriyor. Özellikle tüm dünyayı etkisi altına alan salgında, doğa ile daha çok bütünleşmemiz gerektiğini hatırladık. Doğanın insanlığa tüm cömertliğiyle sunduğu güzellikler karşısında adeta öz eleştiri yapmamız gerektiğini anladık. Yüzlerce yıllık hafıza harekete geçti, Osmanlı’da nasıl düşkün leyleklere hastane kurulduysa aynı vicdan ve merhametli hafıza, sokağa çıkma kısıtlama günlerinde dahi hayvanları beslemeye devam etti. Doğayla barışan insanlık, gerekse evlerinin kapılarını hayvanlara açtı, gerekse sokaklarda onları yalnız bırakmayarak adeta vefa örneği gösterdi. Osmanlı’dan bugüne kadar gelen mancacılık geleneği ise, aslında insanoğlu ile hayvanlar arasındaki kuvvetli bağın hiç kopmadığını gösterir nitelikte.

“Sokaklarında Köpeklerin Gezmediği Bir İstanbul Düşünemiyorum”

Hayvan beslemenin ve Osmanlı’dan günümüze hayvanseverliğin bir yansıması olan hayvan beslemek, onların ihtiyaçlarını gidermek çok eski bir gelenek. Osmanlı Devleti döneminde ziyarette bulunan pek çok Avrupalı seyyahın notlarında da yer edecek kadar hayvanları besleyen ve sokaklarındaki hayvanlarıyla ünlenen bir devlet Osmanlı. Pierre Loti’ye, “Sokaklarında köpeklerin gezmediği bir İstanbul düşünemiyorum” dedirtecek kadar çok hayvanın olduğu bir şehirmiş İstanbul. Mancacılık gibi bir meslek de bu sevgiyle beraber ortaya çıkıyor.

Geçmişten Bugüne Hayvan Sevgisi

Hepimize yabancı olan mancacılık, Osmanlı’da bir meslek aslında. İtalyancada mangaiare sözcüğünden türediği iddia edilen manca, yemek anlamına geliyor. O dönemde isteyenler aldığı yiyecekleri hayvanlara kendisi veriyor ya da mancacılara para vererek sokak hayvanlarını beslemesini istiyordu. Fransız Gezgin Jean Thevenot anılarında, “ölen bazı kişiler mallarını haftada birkaç defa köpek ve kedi beslemek üzere bırakırlardı” diyerek yazmıştı.

Peki Mancacılık Bitti mi?

Osmanlı’dan beri gelen bu gelenek, hala peç çok kişi tarafından sürdürülüyor. Sokaklarda gezerken hayvan besleyen bir kişi görmüşsünüzdür mutlaka. Ya da hangimiz kuşları beslemek için meydanlardaki kuşçulardan kuş yemi alıp savurmadı ki? İşte bugün bile sürdürülen mancacılık geleneğini, Türkiye’deki hayvan refahını, hayvan hakları ve ülkelerdeki tarihsel süreçleri ilgili kitap çalışması yapan aynı zamanda da Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde çalışan Uzman Veteriner Hekim Mustafa Acet ile Akil Haber Ajansı olarak konuştuk.

Acet, 5199 Hayvanları Koruma Kanunu ile hayvan haklarının güvence altına alındığını ve TBMM’de bu konuda çalışmaların olduğunu belirtti. Bunların yanı sıra zaten Türkiye’de hayvan refahına her daim önem verildiğini bölgeye ve mevsimsel koşullara göre bölge insanının hayvanını koruduğunu örneklerle anlattı. Acet, “Ardahan’da üşümesin diye buzağısını yattığı odaya alan da Antalya’da yazın hayvanı serinlesin diye uğraşan da bizim insanımız. Günümüzde pek çok hayvansever vatandaşımız var ve düzenli olarak besleme yapıyorlar kötü hava koşullarında dahi beslemelere de

vam ediyorlar. Onlar günümüzün modern mancacılarıdır” dedi.

“Dünya Yalnızca Bize Ait Değil, İşgal Ettiğimiz Yerlerdeki Canlılara Bakmak Bizim Sorumluluğumuz ve Bu Canlılara Bakmak Dünyayı Güzelleştirmenin En Etkili Yolarından Biri”

Günümüz mancacılarından Avukat Didar Ezgi Duman’la da hayvan sevgisi üzerine görüştük. Duman, Kemer’de bazen yalnız bazen de Kemer Kadınları isimli bir grupla Kemer sokaklarında besleme yaptıklarını iletti. Duman, “Hayvanları besliyorum çünkü Ata’nın izinde olmak ideolojilerini benimsemek yalnızca insanlığa değil, doğaya ve tüm canlılara saygı ve sevgiden geçmektedir. Dünya yalnızca bize ait değil, işgal ettiğimiz yerlerdeki canlılara bakmak bizim sorumluluğumuz ve bu canlılara bakmak dünyayı güzelleştirmenin en etkili yolarından biri olduğunu düşünüyorum” dedi.

Yüzlerce yıllık geçmişi olan mancacılardan, günümüz hayvan besleyenlere “modern mancacılar”a aslında değişen pek az şey var; çünkü hayvanlar ile insanların doğada birlikte sevgiyle yaşamaları hep mümkün olmuştur.

Haber-Araştırma: Fatma ŞAHİN

0

Misyon

Vizyon

İletişim

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ
DUMLUPINAR BULVARI KONYAALTI / ANTALYA
Tel: 0 242 310 15 30
Tel: 0 242 310 15 31