Türkiye’de bugüne kadar en çok hasar veren doğal afet 2023 yılının Şubat ayında. Deprem 11 ili kapsarken acı 81 ilde hissedildi. Toplumsal dayanışmanın her zamankinden daha fazla anlam kazandığı bu günlerde Hayri Bey, sarı karavanına atlayarak deprem bölgesine gitti. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi gazetecilik bölümü öğrencisi Hayri Bey o günlerin acısını hala yüreğinin derininde hissetmeye devam ediyor.
Herkes Seferber Oldu
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ile 7,6 şiddetli iki deprem Türkiye tarihinde aşılması zor derin izler bıraktı. Elli binden fazla insanın yaşamını yitirdiği 100 binden fazla insanın yaralandığı bu depremlerin ardından yardım malzemeleri ve temel yaşam eşyalarını şehirlere giremezken tüm Türkiye kenetlenerek bu zor günleri atlatma mücadelesi verdi. Bu isimlerden biri de Hayri Bey oldu. Deprem haberini alır almaz sarı karavanına atlayıp yola çıkan Hayri Bey, temel motivasyonunun milli ve manevi duygular olduğunu söyledi.
“Para Kâğıt Parçasından İbaretti”
On gün boyunda deprem bölgesinde kaldıklarını belirten Hayri Bey yaşadıklarını, “Paramızı hiçbir şekilde kullanamadığımız bir yerdi. Biz oradayken paramız sadece kâğıt parçasından ibaretti. Kendimizi bir anda kapitalist ortamdan tamamen soyutlanmış bulduk. Örneğin yakıtımız azaldığında yakıt alabileceğimiz bir istasyon için epey bir yol katetmek zorunda kalıyorduk. Yakıtı az kaldığı müddetçe araçlarımız donmaya mahkûm kalıyordu ve gittiğimiz yerlerde sadece mazot vardı diğer akaryakıtlara erişim yoktu. Yolculuk esnasında -15 derece havada aracımız kara saplandı ve uzun bir süre yolda kaldık” ifadeleriyle dile getirdi.
Karınca Kararınca Elimizden Ne Geliyorsa Yapmaya Çalıştık
Köye girdiğinde gördüğü manzara karşısında şaşkınlıkla donakaldığını belirten Hayri Bey, o günleri anlatırken uzaklara dalarak bir süre bekledi ve anlatmaya devam etti:
Depremin meydana geldiği gündü ve biz aynı gece Maraş’a ulaşabilmiştik. Herkes nüfusun daha fazla olduğu şehir ve ilçe merkezlerine yoğunlaşmıştı ancak kırsallara hiç kimse ulaşmamıştı. Biz de karınca kararınca elimizden ne geldiyse gerek kadınlar için özel eşyalar gerek çocuk bezleri temin etmeye çalıştık. Şehir merkezlerindeki yoğunluktan dolayı bize yardım malzemesi veya herhangi bir destek veren hiçbir kuruluş olmadı, isteklerimiz hep olumsuz karşılandı. Havanın soğuk olmasından dolayı battaniye, kışlık giyecekler ve barınma sorununu bilhassa ortadan kaldırabilmek için de Kayseri’den çadır ve branda getirdik.
Karavandaki Takım Sandığı Bile Önem Kazandı
Sadece insanların değil diğer canlıların da yaşamının kurtarmak için mücadele verdiklerini ve araçtaki basit bir takım çantasının bile ne kadar kıymetli olabileceğini o gün anladığını belirten Hayri Bey, “Sadece insanlar değil aynı zamanda oradaki ahırları ve ağılları yıkılan hayvanlar için de bir şeyler yapmamız gerekiyordu, çünkü köy küçükbaş hayvancılıkla uğraşıyordu ve gebe hayvanlar vardı. Arabamdaki takım sandığında bulunan malzemelerin, bir tornavidanın bir çekicin bir pensenin, ne kadar kıymetli olduğunu anladım” dedi.
Ayrılırken Ağladık
Köyde tanıştığı insanlarla hala iletişim halinde olduğunu ve en kısa zamanda ziyaretlerine gideceğini anlatan Hayri Bey, “Yola çıkarken beraberlik ve dayanışma duygusuyla çıktık. Orada bulunduğumuz süre boyunca bütün yemeklerimizi birlikte yedik bizimle yemeklerini paylaştılar, her çay içtiklerinde bizi de yanlarına çağırdılar, bizsiz hiçbir şey yiyip içmediler. Tamamıyla aile ortamında büyüklerimize kardeş, küçüklerimize ağabey, yaşlılarımıza evlat olmaya çalıştık. 10 günün sonunda ayrılırken çok duygusal anlarımız oldu. Sarılarak oradan ayrıldık kimisi bizi uğurlarken ağladı. Hala görüştüğüm hala iletişimde bulunduğumuz kişiler var. Sık sık davet telefonları alıyorum. En müsait olduğum ilk zamanda tekrardan ziyaretlerine gideceğim” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.
Haber: Taha Yasin Kaya