Dijital Çağın Hastalığı: Dismorfofobi

Yoğun sosyal medya kullanımıyla gerçeklik algısından uzaklaşan insanlar dismorfofobiye yakalanıyor.

İnternet hayatımıza girdiği günden bu yana, her ne kadar hayatlarımızı kolaylaştırmış olsa da olumsuz etkileri hala devam ediyor. Sosyal medya kullanımının giderek artması nedeniyle herkes kendini bir başkasıyla kıyaslıyor, sonunda da kimi zaman kendini yetersiz görüp mutsuz oluyor. Uzmanlara göre bunun sonucunda bazı dijital hastalıklar ortaya çıkıyor. Bu hastalıklardan biri de bireylerin gerçeklik algısından uzaklaşmasıyla ortaya çıkan sosyal medya dismorfofobisi.

“Her 4 Kişiden Biri İntiharı Düşünüyor”

Uzmanlar beden algısı bozukluğuna yakalanan her 4 kişiden birinin intiharı düşündüğünü, sosyal medyanın yarattığı beden algısı bozukluğu sonucu ortaya çıkan dismorfofobi olarak adlandırılan hastalığa karşı dikkatli olmamız gerektiğini söylüyor.

Temelde dismorfofobi, kişinin bir fiziksel kusuru olmadığı ya da hafif derecede bir fiziksel kusuru olduğu durumlarda, vücudunda bir bölümle aşırı derecede meşgul olması ve o bölümü çirkin bulması olarak tanımlanıyor.

İnsanlar Gerçeklik Algısından Uzaklaşıyor

İnsanların çevreden gördüklerini taklit etme, onlara benzeme isteği internet çağından önce de vardı. Fakat internet kolay ulaşılabilirliği ve oluşturduğu bilgi kirliliği nedeniyle hem insanları daha fazla içine çekiyor hem de yarattığı sanal dünyayla insanları gerçeklik algısından uzaklaştırıyor.  Hal böyle olunca sosyal medya hastalıklarına yakalanma riski de artıyor. 

Türkiye, İnternette 8 Saate Yakın Zaman Geçiriyor  

We Are Social’ın 2021 yılında yapmış olduğu araştırmaya göre 16-64 yaş arası bireyler günde ortalama 5 saatini internette geçiriyor. Bu anlamda Türkiye’nin dünya ortalamasının üzerinde olduğu görülüyor. Verilere bakıldığında bireyler günde 8 saate yakın bir süre internette vakit geçiriyor.

Sosyal medyanın getirdiği hastalık dismorfofobi ile ilgili olarak farklı görüşlere sahip birçok uzman Akil Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu.

“Dismorfobfoi Özgüven Eksikliğinden Kaynaklanıyor””

Uzman Klinik Psikolog Zeynep Yılmaz, sosyal medyada gördüklerine benzemeye çalışan, bunun için vücutlarında değişiklik yapan insanları mükemmeliyetçi ve özgüven eksikliğine sahip bireyler olarak tanımlıyor.

Özgüven eksikliği olan insanların kendilerini daha fazla eleştirdiğini söyleyen Yılmaz, mükemmeliyetçiliğin ise kişide hep daha iyisi olma arzusunu ön plana çıkardığını, mükemmeliyetçi kişilerin yaşamlarına yönelik tatminsizlik yaşadıklarını ve bundan kaynaklı olarak kendilerinde sürekli değişiklik yapma arzusu duyduklarını söylüyor. 

“Dismorfofobi Ergenlerde 6 Kat Daha Fazla Görülüyor”

Uzman Psikolog Yılmaz, Sosyal medya kullanımının beden algısı bozukluğu yaşayan bireylerde intihar düşüncelerine sebep olduğunu, bilimsel verilere göre bu durumun ergen bireylerde yetişkinlere oranla 6 kat daha fazla görüldüğünü belirtiyor. Yılmaz, açıklamasına şöyle devam etti:

“Sosyal medya kullanımı aşırı boyutta olduğunda bu tip bireylerin kendilerini yetersiz ve mutsuz hissetme ve diğer insanlarla kendilerini kıyaslama durumu içerisine girdikleri görülüyor. Ayrıca bu bozukluk, kişinin hem sosyal yönünü hem de ruhsal yönünü olumsuz yönde etkileyerek kişilerde anksiyete ve depresyon bozukluklarına da neden oluyor.”

“Siber Zorbalık Dismorfofobiye Neden Oluyor”

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Sami Mencet, sosyal medya üzerinden kişilerin, fiziksel görünüşlerine yönelik yapılan aşağılayıcı yorumların bir siber zorbalık çeşidi olduğunu belirtiyor. Bu zorbalığa maruz kalan kişilerin ve özellikle sosyal medya üzerinden bir kimlik arayışı içerisinde olan ergenlik çağındaki çocukların dismorfofobiye yakalanabileceklerini vurguluyor.

“Bireyler Sosyal Medya Kullanım Amaçlarını Gözden Geçirmeli”

“Kendini Beğenmeyen Gençler Ameliyat Masasına Yatıyor” 

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Sağlık İletişimi Uzmanı Öğr. Gör. Ayşen Yalman da sosyal medya dismorfofobisi hakkında bilgi verdi. Özellikle internet başında çok sık zaman geçiren ve uygulamalardaki efektleri sıkça kullanan Z Kuşağının, giderek kendi görsellerini beğenmemeye başladığını ve kullandıkları efekt programlarındaki kişiye benzeme isteği içerisinde bulunduğunu belirten Yalman şöyle dedi: 

“Siber Zorbalık da gençleri kendi bedenlerini güzelleştirme arzusuna yönlendiriyor. Dolayısıyla kendini beğenmeyen gençler, sosyal medyanın aşırı etkisi yüzünden sosyal medya dismorfofobisi diye adlandırdığımız dijital hastalığa yakalanıyor. Son derece tehlikeli ve giderek yaygınlaşan bir hastalık ne yazık ki. Özellikle toplumsal bir önlem alınması gerekiyor.”

“İnsanlar Kendi Filtreli Fotoğraflarına Benzemek İstiyor”

Estetik Cerrah Dr. Buğçe Ballıoğlu Güney, sosyal medyanın hayatımızda yaygınlık kazanmasının ardından hasta başvuru sayısının arttığını belirterek sosyal medyanın estetik isteyen hastalar üzerindeki etkisinin çok fazla olduğunu, hastaların filtreli fotoğraflarını getirip oradaki hallerine benzemek için estetik operasyon talebinde bulunduklarını söylüyor.

Ayrıca sosyal medyada paylaşılan gönderilerin etkisiyle bazı estetik operasyonların oldukça popülerleştiğini de vurguluyor.

Kendi Vücutlarını Olduğundan Farklı Gören Bireyler Estetik Yaptırıyor

Estetik Öncesi Uzmana Görünmek Gerek  

Uzman Psikolog Yılmaz, beden algısı bozukluğu olan kişilerin problemlerini estetik operasyonla çözmeye çalışmasının kişileri daha kötü bir duruma sokacağını, hastalıkları dolayısıyla kendi bedenlerini olduğundan farklı gördükleri için estetik operasyon yaparken yanlış tercihler yapıp kendi bedenlerine geri dönüşü olmayan, normalin dışında uygulamalar yapma olasılıklarının yüksek olduğunu söylüyor. Bu kişilerin estetik operasyon gerçekleştirmeleri sonucunda toplumdan daha fazla dışlanarak daha büyük ruhsal hastalıklara yakalanabileceklerini de belirtiyor. 

Ayrıca Yılmaz, bu durumun önüne geçmek için kişilerin büyük operasyonlardan önce ruh sağlıklarının yerinde olduğuna dair psikiyatriden onay almaları gerektiğini vurguluyor.

Dismorfofobinin İlacı Sosyal Aktivite

Yılmaz, sosyal medyada uzun saatler geçiren bireylerin genellikle sosyal aktivitelerinin çok olmadığını, bu nedenle kişilerin bir hobi edinmesinin, sosyal medyayı kullanım amaçlarını bir kez daha gözden geçirmesinin dismorfofobinin önüne geçebileceğini söylüyor. 

Uzmanlar teknolojinin gelişmesiyle birçok yeni dijital hastalığın ortaya çıkacağını da belirtiyor.

“Aynaya Baktığımda Kendimde Kusur Arıyorum” 

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğrencisi Ayşenur Asena Gündoğdu:

“Medyanın öyle ya da böyle içinde olan birisinin bu soruya kesinlikle hayır cevabını vermesi pek dürüstçe olmaz diye düşünüyorum. Sosyal medyada kendini başkalarıyla kıyaslama ve onlara benzeme isteği elbette herkeste farklı şiddette görülüyor. Ancak kendi açımdan baktığımda sosyal medyadaki insanlara benzeme isteğinden ziyade kendimde bir memnuniyetsizlik oluştuğunu, aynaya baktığımda kusur aramaya başladığımı ve bulduğumu gözlemliyorum. Buna rağmen dozu aşmadığımın, sosyal medyanın gerçeklikten hayli uzak olduğu için kıstas alınamayacak bir mecra olduğunun da farkındayım.”

“İnsanların Yaptığı Yorumlar Yüzünden Kendimizi Değiştirmek İstiyoruz”

İngiliz Dili ve Edebiyatı Öğrencisi Polen Özbiçer:

“Sosyal medya estetik algımı yükseltiyor. Tabii ki gördüğüm insanların kıyafetlerine, görünüşlerine özeniyorum ve onlar gibi olmak istiyorum. Ancak bunun sadece sosyal medya yüzünden olduğunu düşünmüyorum. Bence bunun sebebi insanların yaptığı yorumlar. Mesela dış görünüşle alay eden insanlar var olduğu sürece hep daha güzel daha fit görünmek isteyeceğiz ama bu da yetmeyecek çünkü insanlar her zaman eleştirecek bir şeyler bulacak.”

“Dismorfofobi Anksiyete ve Depresyona Neden Oluyor”

“Sosyal Medya Kullanıcıların Birçoğu Özgüvensiz”

Beykent Üniversitesi Elektrik Eloktronik Mühendisliği öğrencisi Ali Çiftçi diğerlerinin aksine şöyle konuştu:

“Sosyal medya kullanıcılarının birçoğu özgüvensiz ve kendilerini olduklarından farklı gösteriyorlar. Gerçek yaşantısında hiçbir vasfı olmayan insanlar sosyal medyada içi boş ve faydasız video içerikleri üretmelerinin yanı sıra dikkat çekmek için anlamsız hareketlerde bulundukları videolar da çekiyorlar. Bu videolarla da kendilerine büyük izleyici kitleleri elde edip ünleniyorlar. Sosyal medyanın büyük bir kısmının böyle bir ortama sahip olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden hiçbir zaman sosyal medyada benzemek istediğim, özendiğim bir şahıs olmadı.”

Haber: Güldeste Demirtaş ve İlknur Alparslan

0

Misyon

Vizyon

İletişim

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ
DUMLUPINAR BULVARI KONYAALTI / ANTALYA
Tel: 0 242 310 15 30
Tel: 0 242 310 15 31