Türkiye’nin En Genç Polisiye Yazarı Musa Ünal: Amacım Edebi Zevkleri Olan Okura Seslenebilmek

 Musa Ünal, Türk edebiyatının en genç polisiye yazarı. On dokuz yaşındaki yazar, Konya Akşehir’de doğmuş. Çocukluğundan beri annesinden dinlediği masalların ve hikayelerin onu fazlasıyla etkilediğini söyleyen genç yazar, lisede okumaya başladığı klasikler ile de yazar kimliğinin yavaşça şekillenmeye başladığını belirtiyor. 2023 yılında kazandığı Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünde eğitim hayatına devam ediyor.

Okumayı ve yazmayı hep sevdiğini söyleyen Ünal, pandemi dönemindeki kapanmalar ile kitap okumaya daha da ağırlık verdiğini söyledi. Okudukça içinde bir dürtü oluştuğunu anlatan genç yazar, “Kitap okumayı çocukluğumdan beri sevdiğim için bu süreçte aslında daha yoğun okuma fırsatım oldu. Yapacak hiçbir şey yoktu, sadece okudum ve okudukça içimde bir dürtü oluştu. Bu yazılmış ben neden yazamıyorum diye çok düşündüm.”

Dijital Edebiyatta Oldukça Zorlandım

İlk kitabını Wattpad uygulamasında yayınlayan ve şimdi geniş okuyucu kitlesiyle kitapları basılan genç yazar ilk zamanlar oldukça zorlandığını da ekliyor.

Dijital edebiyata toplum tarafından bir önyargı olduğunu söyleyen Ünal, “Bende ilk romanımı dijital platformda yayınladım ve yazarlık serüvenim bu şekilde başladı. Okuyucu bazında olumsuz ve önyargılı eleştirilerden bende payımı aldım” diye konuştu.

Wattpad uygulamasında yazdığı ilk kitabın tarihi bir metin olduğunu ifade eden yazar, “Aslında benim orada yazdığım ilk metin de tarihi bir metindi. Ne kadar amatörce olsa da. Bu yüzden amacımda uygulamada yazayım orada ünlü olayım yükseleyim bir ticari gelirim olsun değildi. Benim hedefim edebi zevkleri olan okuyuculara seslenebilmekti. Bunu da başardım” dedi.

Dijital okurların alışmışının dışında yazdığını vurgulayan Ünal, bu farklılığın uygulamada dikkat çekmesine sebep olduğunu söylüyor.

“İçinizde Yazma Tutkusu Varsa Ticari Amaca Bakmıyorsunuz”

Yazarlık ile ilgili kafasında dürtülerin oluştuğu dönemde en çok etkilendiği yazar ve kitabın ise Ahmet Ümit’in ‘Aşkımız Eski Bir Roman’ kitabı olduğunu da ekliyor.

Genç yazar, “Dili diyalog şeklindeydi ve bunu bende yapabilirim dedim. Zaten küçüklüğümden beri yazdığım için birkaç öykü denemesiyle birlikte ilk hikayemi Wattpad uygulamasında paylaştım” diyerek ilk romanının yayınlaması ve yazarlık serüvenine nasıl başladığını anlatıyor.

Dijitale yüklediği ilk kitabının kısa bir sürede geniş okuyucu kitlesi kazanmasıyla yayınevlerinden teklif aldığını ifade eden genç yazar, “Kitabımı ilk yayınladığımda üç yüz dört yüze yakın okur olunca dikkat çekti. Böylelikle birkaç yayınevinden teklif geldi. Bende hiç düşünmeden o anın heyecanıyla tamam basılsın, kitabım basılacak diyerek kabul ettim. Zaten içinizde yazma tutkusu varsa ticari amaca bakmıyorsunuz” diye vurguladı.

19 Yaşında 11 Artı Bir Roman

İlk romanlarının eksik romanlar olduğunu söyleyen genç yazar yayınevinden aldığı teklif ve kitabının basılacağı heyecanıyla böylece ilk romanı ‘Kayıp Lahit’leri’ Mart 2020 tarihinde yayınlamış oldu.

Yazma heyecanını asla kaybetmediğini söyleyen Ünal, pandemi sürecinin de normalleşmesiyle hızlıca ikinci romanı Antikacı Dükkânı’nı 2021 yılında yayınladı.

İki yıl kadar yayınevi değiştirme süreci yaşayan genç yazar bu süreçte yazmayı asla bırakmadığını sürecin ardından üçüncü romanını çıkardığını söylüyor.

On dokuz yaşındaki genç yazar, “Bu süreçte ben yazmaya devam ettim ama iki yıl gibi bir süre yayınevi değiştirme sürecim oldu. Yine de bu arada yazmayı hiç bırakmadım. Toplam on bir roman yazdım. On bir romanla beraber basılan üçüncü romanım Ateş ve Silüet 7 Ağustos 2023’te yayınlandı. Şu an onun geri dönüşlerini almaya devam ediyorum.”

Son romanı Ateş ve Silüet’in ardından bir Gazetecilik öğrencisi kimliğiyle on ikinci romanını yazmaya devam eden Ünal, bir gazetecinin yaşamını anlatan Köşe Yazısı romanının üzerinde çalışmaya devam ediyor.

“Onlar Hep Benimleydiler ve Zamanı Gelince Yazıya Döküldüler”

Yazar kimliğini kazanmadan önce karakterlerinin ve hikayelerinin hep onunla olduğunu ifade eden Musa Ünal, “Düşünceler her zaman vardı. Ben kayıp Lahitler’i yazmadan önce polisiye okudukça kafamda şekillenen şeyler vardı. Örneğin; ben yazsam şöyle olurdu, ben yazsaydım böyle yapardım diye zihnimin bir köşesinde hep vardılar.”

Son romanı Ateş ve Silüet’in de ben bir Kurtuluş Savaşı romanı yazsaydım böyle olurdu düşüncesiyle çıktığını söyleyen Ünal, “Ateş ve Silüet’te de ben yazsam böyle olurdu dediğim an onu yazdım ve okur çok sevdi. Yani oturunca savsaklama düşünceler değil de özümde olan düşüncelerle yazmayı seviyorum. Kafada hep bir misafir oluyor ve insanı bir şekilde yazmaya dürtülüyorlar.”

“Romanda İlhama İnanmıyorum”

Yazarken zorluk ya da tıkanma yaşamadığını çünkü roman yazarını bir işçiye benzettiğini vurgulayan genç yazar, “Çünkü ben roman yazıyorum. Şiirde ilham vardır ama romanda bu yoktur. Ben romancıyı ağır bir işçiye benzetirim. Çalışır, gün be gün o bilgisayarın başına oturursun açarsın notlarını kurcalarsın, kitapları kurcalarsın. Bir şekilde bir kelime dahi olsa beş sayfada olsa bir şey yazmaya çalışırsın. Bu yüzden romancılıkta ilhama inanmıyorum” ifadelerini kullandı.

Tıkandığı ya da zorlandığı anlarda ise sevdiği yazarların röportajlarını okuduğunu söyleyen Ünal, “Yazamadığım güçsüz hissettiğim bir an olursa da yazarların konuşmalarını açarım. Onları yazmaya teşvik eden itici gücü bulmaya çalışırım. Bir şey kapınca tekrar iştahım kabarır ve bir şekilde yazarım. Bugün yazamıyorum kapatayım sonra yazarım olayı yok. Otururum en kötü ihtimalle günde iki sayfa yazmaya çalışırım.”

“Benim Kitaplarımda İlla Bir Silah Patlar”

Türkiye’nin en genç polisiye yazarı unvanı ona ait olsa da yalnızca polisiye değil onlarca farklı türde de yazıyor Musa Ünal. Tarihin ünlü isimlerinden şehirlerin tarihine, aşk romanlarından psikoloji ve polisiyeye kadar uzanan birbirinden farklı çeşitliliğine sahip kitapları.

Bu çeşitliliğin sebebinin bir tutkudan çıktığını söyleyen Ünal, “Ben tutku severim onu kalemimde de yansıtırım. Aslında benim için tutkulu aşk, okur okurken ızdırap çekecek yüreği bir cız edecek. Aşk romanında da olsa polisiye romanda da olsa kullanırım. Bu benim imzam diyebilirim. O yüzden benim kitaplarımda illa bir silah patlar.”

“Atatürk’ün Defterinden, Nutuk’tan Kesitler Okudum…”

Genç yazar roman yazma sürecini nasıl sürdürdüğünden de bahsetti. Yoğun bir tempo geçirdiğini söylerken, süreci okuyarak, yazarak, inceleyerek ve gezerek zenginleştirdiğini vurguladı.

Özellikle ilk tarihi romanı Ateş ve Silüeti yazarken çok dikkat ettiğini söyleyen Ünal, “Atatürk’ün defterinden, Nutuk’tan kesitler okudum. O döneme tanıklık eden komutanların anı defterlerine baktım. Bu yüzden gidiyorum, inceliyorum gerekli arşivlere bakıyorum arşivlerin kapısını çalıyorum.”

Ateş ve Silüet’te olaylar yazarın memleketi olan Akşehir’in Kurtuluş Savaşı zamanlarında geçiyor. Ünal ise bu konuyla ilgili, “Yalnızca memleketim Akşehir’i değil tüm Türkiye’yi yazmak istiyorum. Bizim tarihimiz ve kaybolursa kimsenin umurunda olmayacak” diyor.

Yalnızca tarihi bilgileri değil yansıtmak istediği dönemi de anlamaya çalışan genç yazar, “Yazacağım mekanları gidip görmeyi tercih ediyorum. Bulunduğum ilçenin gazetelerini inceledim. O dönemin kıyafetlerini, aletlerini gidip müzesinde gördüm” diye ifade etti.

Bir Hikâye Diğerini Doğuruyor

Yazarlık kariyerinin başında olan Ünal, bu kadar kısa sürede on bir roman yazabilmesinin sebebinin hikayelerin birbirini tamamlıyor olmasına bağlıyor.

Yeni bir yazar olmasının da yarattığı heyecanın içinde yer ettiğini belirten Ünal: “Heyecan sürekli vücutta bir adrenalin pompalayınca durmuyorum. Çünkü bir romanın yarısına geldiğim zaman şunu da yazayım şunları eklerim dediğim için bir not defteri tutuyorum böylece bir roman bitmeye başladığı zaman diğerinin taslağı bu şekilde hazırlanmış oluyor.”

 İtici Gücüm Gördüklerim

Genç yazar Ünal, hem içinde dert ettiği sorunları hem de hayal gücünün sıkıntılarını şekillendirmesiyle bu kadar kısa sürede onlarca roman yazabilmiş.

Herhangi bir antik şehir gördüğünde yazması gerektiğini hissettiğini söyleyen Ünal, “Bir tarih gördüğümde bunu araştırıp kaleme kâğıda dökmeliyim derim. Bir şehrin tarihi, duyduğum bir hikâye gördüğüm bir antik kent. Bazen toplumun boğulduğu bir sorun elime kalemi almam için yeter.”

 Side’nin Tarihini Yazmak İstiyorum

Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik bölümünde okuyan genç yazar Antalya’nın antik kentlerinden biri olan Side’nin de tarihini yazmak istediğini belirtti.

Şehirlerin tarihine vurgu yapmayı çok sevdiğini söyleyen Ünal, “Özellikle bir Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak, Antalya Side Antik Kenti’nin hikayesini yazmayı çok istiyorum. Çünkü orada bir kaybolmuşluk görüyorum onu vurgulamayı ve oradaki yaşanmışlığı göstermeyi istiyorum” dedi.

 Haber: Neslihan Memiş

0

Misyon

Vizyon

İletişim

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ
DUMLUPINAR BULVARI KONYAALTI / ANTALYA
Tel: 0 242 310 15 30
Tel: 0 242 310 15 31