Akdeniz Üniversitesi’nde Kadına Yönelik Şiddet Sempozyumu Düzenlendi

Akdeniz Üniversitesi Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin düzenlediği “Medyada Kadına Yönelik Şiddet ve Eşitsizlik Sempozyumu” İletişim Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirildi.

Akdeniz Üniversitesi’nde Kadına Yönelik Şiddet Sempozyumu Düzenlendi.jpg

Akdeniz Üniversitesi Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin düzenlediği ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti, Akdeniz Reklamcılar Derneği, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Antalya Şubesi, Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu, Antalya Kent Konseyi Kadın Meclisleri’nin katkı sunduğu “Medyada Kadına Yönelik Şiddet ve Eşitsizlik Sempozyumu” Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi konferans salonunda gerçekleşti.

 Üç farklı oturumda düzenlenen sempozyum KATCAM Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ayşad Güdekli’nin moderatörlüğü ile başladı. “Dijital Şiddet ve Zorbalık” başlığı altında konuşma yapan Güdekli, BM’nin kadınlara ve kız çocuklarına yönelik siber şiddet raporuna göre, kadınların maruz kaldığı şiddetin erkeklerden 27 kat fazla olduğunu söyledi. Kadınların cinsiyetlerinden ötürü, erkeklerin ise ideolojik görüşlerinden ötürü şiddete maruz kaldığından söz eden Güdekli, aynı zamanda erkeklerin maruz kaldığı dijital şiddetten sonra öfkelendiği, kadınların ise üzüldüğü ve korktuğunu belirtti. 

İlk oturumun devamında konuşan UN Women Türkiye Ofis Program Direktörü Zeliha Ünaldı, Türkiye’de insanların %66’sının reklamlarda temsil edilmediğini düşündüğünden söz etti. Reklamların toplum üzerinde göz ardı edilemeyecek bir etkisi olduğundan bahseden Ünaldı, kalıp yargıların yeni ayrımcılık alanları açtığını söyledi. 

Oturuma çevrimiçi bir şekilde katılan Milliyet Gazetesi Temsilcisi Fatma Gülçin Kabasakallı, kadına yönelik şiddeti engellemek için kadının toplumdaki rolünün öneminin arttırılmasının gerekliliğini belirtti.

Medyada Kadına Yönelik Şiddetin Dili

Düzenlenen sempozyumun ikinci oturumunda konuşan Prof. Dr. Seçil Deren Van Het Hof, kadına yönelik şiddette medyanın etkisinden bahsetti. İnsanların medyadaki şiddeti görüp, bu şiddet eylemlerini örnek aldığının altını çizen Seçil Deren,  “Medya, kadına yönelik şiddet dilini ne yazık ki her geçen gün meşrulaştırıyor. Bu yüzden kadına yönelik şiddetin artmasında medyanın da etkisi oldukça büyük”  dedi.  

İkinci oturumun devamında konuşan Öğr. Gör. Ayşen Yalman, konuşmasında haber üretim sürecinde kadının konumunu ele aldı. Medyanın günümüzde erkek egemen yapısı altında olduğunu ifade eden Ayşen Yalman “Kadınlarla ilgili haberleri yazan, üreten ve kurgulayan kişilerin erkek olması ‘eril dilin’ kullanımına hizmet ediyor.  Bu durumun sonucunda da kadın yine edilgen oluyor, geri planda kalıyor ve erkeğin gölgesinde ki hayata reva görülüyor” dedi. Medyanın, kadın şiddetini engellemek gibi bir görevi de üstlenmediğini belirten Yalman, basın kuruluşlarının reyting kaygısı nedeniyle bu şiddetleri magazinleştirildiğinin altını çizdi.   Medyanın tamamen kadın kontrolü altında olsa bile haber dilinin değişmeyeceğini söyleyen Yalman, bu durumun sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok farklı ülkesinde de görüldüğünü söyledi. 

İkinci oturumun kapanış konuşmasını yapan Öğr. Gör. Işık Tuncel medyadaki şiddet rolüne değinerek “Kadına yönelik şiddette ölüm yoksa ne yazık ki haber değeri taşınmıyor” dedi. Medya okuryazarlığının çocuklara küçük yaştan itibaren öğretilmesi gerektiğini belirten Tuncel, şiddettin ancak eğitimle sona ereceğine ifade etti.

Mağdurun Hukuksal Hakları

Üçüncü oturumun açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Nurşen Adak “Medyada kadın cinayetleri haberlerinin sansasyonel manşetler ile lanse edildiği ve bunun okunma umuduyla yazıldığını” belirtti. Mağdur tarafın haklarının gözetilmediğini belirten Adak fotoğraf, görüntü ve her türlü verinin izin almaksızın yayınlandığını dile getirdi. Bunun yanı sıra sanığın adı, soyadı ve yüzü sansürlenip mağdura ait tüm bilgilerin açıkça haberde sunulmasının hiç etik olmadığının altını çizen Adak, bu durum sonucunda toplumun sanığa değil mağdura odaklandığını belirtti.

Sempozyumun devamında söz alan Avukar Nur Deniz Toplu “kadın cinayetlerinin namus adı altında işlendiğini” belirterek “Tecavüz mağduru kadınların yakınları tarafından öldürüldüğünü” vurguladı.

Haber: Ulaş Nair, İsa Arı, Mekin Coşkun

 

Eklenme tarihi: 13.03.2023 23:48:24
Son güncelleme: 13.03.2023 23:48:24