Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nun adı iletişim fakültesindeki okuma salonuna verildi. Yapılan törene Azra’nın annesi, babası ve aile üyeleri de katıldı.
Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nun adı, okuduğu fakültede bulunan okuma salonuna verilerek anısı ölümsüzleştirildi. Salonun açılışı için düzenlenen törene Azra’nın annesi Mezide Haytaoğlu, babası Mustafa Haytaoğlu, kardeşi Hazan Haytaoğlu ve amcası Remzi Haytaoğlu’nun yanı sıra Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Figen Ebren, Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gülay Yılmaz Diko, iletişim fakültesi öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Törenin başında Azra’nın yakın arkadaşları, başta Azra olmak üzere erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybeden kadınların isimlerini teker teker sayarak, kadına karşı işlenen tüm cinayetlere tepki gösterdi. Törenin devamında Azra’nın çocukluk fotoğraflarının bulunduğu kısa film gösterimi yapıldı. Açılış esnasında Azra için salonun önüne karanfiller bırakıldı.
Azra’nın ailesinin ve davetlilerin konuşmalarından sonra açılışı gerçekleştirilen salonun önünde gözyaşlarına boğulan anne Mezide Haytaoğlu, “Ben buraya bu durumda gelmek istemezdim. Çocuğumun mezuniyetine gelmek isterdim” dedi.
“Benim Kızım Haber Yapacaktı Haber Oldu”
Programda konuşan Azra’nın babası Mustafa Haytaoğlu, “Benim kızım canice katledildi. Hepimiz insanız sonuçta, mağdur olan biziz. Benim çocuğumu katleden insanın ailesinden bir Allah’ın kulu bana değil, biz 150 bin nüfuslu bir ilçede yaşıyoruz, orada herhangi bir hamala, boyacıya, esnafa, belediye başkanına bir mesaj gönderebilirdi. Onlara buradan bir mesaj iletmek istiyorum. Eğer içinizde zerre kadar insanlık varsa sizi mahkemeye davet ediyorum. O mahkemeye gelin. Biz varlıklı bir aile değiliz ama vicdanımız büyük. Benim kızım haber yapacaktı, haber oldu. Ben Türk adaletine güvenmek istiyorum. O caniye en büyük cezanın verilmesini istiyorum. Ben 50 yaşındayım. Bir 50 yıl daha yaşasam, kızımın intikamını er geç alacağım” dedi.
“Azra Uğruna Savaştığı Kadınlar İçin Şiddet Kurbanı Oldu”
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan yaptığı konuşmanın başında katledilen tüm kadınları andı. Azra’nın idealist bir gazeteci adayı olduğunu söyleyen Rektör Özkan, “Azra şiddete maruz kalmış tüm kadınların sesi olmak için gazeteci olmak istiyordu. Uğruna savaştığı kadınlar için şiddetin kurbanı oldu. Azra’nın isminin verildiği bu salonun önünden her geçtiğimizde yaşadığı korkunç olay değil, onun kadın şiddetine karşı olan mücadelesi aklımıza gelmeli. Çünkü Azra’nın acı kaybı, hepimizde kadına karşı şiddetin önlenmesi konusundaki sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunu anlatıyor” dedi.
Konuşmasının devamında kadın şiddetinin sadece fiziksel anlamda değil, cinsel, psikolojik, sözel, ekonomik ve ihmal gibi birçok etkende görüldüğünü dile getiren Rektör Özkan kadına karşı işlenen her şiddetin temel çözümünün eğitim olduğunu vurguladı. Şiddetin perde arkasına bakıldığında saldırganların aile geçmişinde tahribatların görüldüğünü söyleyen Rektör Özkan, “Bu kısır döngüyü kırmak aslında kadınların ve annelerin elinde. Anneler çocuklarına hak ve eşitliklerin eşit olduğunu öğretmeli. Yeni nesiller doğa sevgisi ile büyümeli, tüm canlılara saygı duymayı öğrenmeli. Herkesin yaşama hakkı eşit. Okuma salonuna ismi verilen değerli öğrencimiz Azra’yı tekrardan rahmetle anıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
“Azra’yı Kaybettiğimiz Günden Bugüne Kadar 200’e Yakın Kadın Cinayeti Daha İşlendi”
Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gülay Yılmaz Diko, Azra’nın vahşice öldürüldüğü günden bugüne dek 200 kadının daha erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti. Toplumun bu adaletsiz ölümler karşısında hep beraber düşünmesi gerektiğini ifade eden Diko, “Azra’nın 29 Temmuz günü korkunç bir şekilde öldürülmesi üzerine tüm Türkiye’de derin duygular oluştu. Bizler Azra’nın anısını yaşatmak ve ismini ölümsüzleştirmek için bugün burada okuma salonuna onun adını vermeyi uygun gördük. Anısı daim olsun. Maalesef Azra’nın vahşice öldürülmesinden bugüne kadar 200’e yakın kadın cinayeti daha işlendi. İnternette kadın cinayeti yazdığınızda ikinci sırada ‘Kadın cinayeti kaç yıldan başlar?’ ‘Kadın cinayetinde mahkeme indirimleri neler?’ gibi sorular karşımıza çıkıyor. Bu gelecekteki katillerin cinayetlerini ne kadar hesaplı bir şekilde planladıklarının göstergesi” diye konuştu.
“Erken Yaşlardan Beri Gazetecilik Mesleğini Yapmak İstiyordu”
Kadına yönelik şiddetin karşısında tüm toplumun bilinçli ve güçlü bir şekilde durması gerektiğini söyleyen İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Figen Ebren ise şu cümleleri kurdu: “Değişimin büyük bir hızla yaşandığı günümüzde maalesef değişmeyen bir konuyla karşı karşıyayız. Kadına uygulanan fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet. Gündemden hiçbir şekilde düşmüyor. Bugün sadece şiddete uğrayan, uğratılan değil bütün toplumu etkileyen bir unsur halinde yaşanıyor. Dalga büyüdükçe toplumsal travmalarda büyüyor. Şiddetin karşısında hepimizin güçlü bir şekilde durması gerek. Azra da böyle yapardı. Bu bilince çok küçük yaşta erişmiş, akıllı, duyarlı, idealist, genç bir kadındı. Gazeteciliği yapmayı erken yaşlardan beri istiyordu. Fakültemize geldiğinde de hep toplum tarafından dışlanan ve şiddet gören kadınlar için çalıştı. Mücadelenin silahla değil kalemle olması gerektiğini anlattı.”
“Başka Bir Evrende, En Güzel Halinle”
Azra’nın yakın çevresine devamlı olarak mutluluk saçtığını ve insanların sürekli mutlu olması için elinden gelen her şeyi yaptığını söyleyen sınıf arkadaşı Selenay Aldık, “Azra ile en son geçtiğimiz şubat ayında görüştük. Sahilde yeni çıkan bir parçayı beraber dinleyip, eşlik ettik. Azra benim için o parça artık. Azra’nın her zaman savunduğu kadın hakları, kadın cinayetlerine kendisin de kurban gitti. Artık Azra’nın ve bütün kadınların sesi olma sırası bizde. En son beraber söylediğimiz parçadaki sözle sesleniyorum sana Azra, ‘Başka bir evrende, en güzel halinle” dedi.
Azra’nın kadın hakları ve kadın mücadelesi ederken katledildiğini söyleyen arkadaşı İlkay Yaylagül ise, “Kadın mücadelesinde yol arkadaşımdı. İnsanlar vardır, hayatınızda ne kadar büyük yer kaplayacağını hissedersiniz. Onunla zaman geçirdikçe hissettiğiniz duyguların ne kadar gerçek olduğunu anlarsanız. Azra, hayatına girdiği her insana yaşadığını hissettirdi. Azra, kadın hakları için mücadele ederken katledildi. Bizler kadına karşı şiddetle sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Tören esnasında baba Mustafa Haytaoğlu’nun kızı için yazdığı şiirlerin çerçevelenip okuma salonunun duvarlarına asıldı. Salonun giriş kapısında bulunan anı defterine katılımcılar duygu ve düşüncelerini yazdı. Duygusal anlarında yaşandığı anma töreni, salonun gezilmesiyle sona erdi.
Haber: Ali Demir
Son güncelleme: 13.03.2023 23:35:09