Çevrimiçi Eğitimde Öğrenciler Kampüsü Özlüyor

Türkiye’de ilk Koronavirüs vakasının görülmesinin ardından alınan önlemler neticesinde üniversiteler bir yılı aşkın süredir uzaktan eğitim veriyor. Birçok öğrenci uzaktan eğitim sürecini verimsiz bulurken bir an önce yüz yüze eğitimin başlamasını temenni ediyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 11 Mart 2020 tarihinde ilk koronavirüs vakasını açıklamasının ardından, Türkiye eğitimde yeni bir sürece girdi. Vakaların hızla artmasının ardından toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nden çıkan kararla, üniversitelerin eğitimlerine üç hafta ara verilmiş, ardından ülke genelindeki tüm üniversiteler birer birer uzaktan eğitim kararı almıştı.

Alınan bu tedbirler kapsamında bir yılı aşkın süredir kapalı olan üniversiteler de uzaktan eğitim süreci halen devam ediyor. Bu süreç içerisinde üniversite yönetimleri kendi üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeye çalışırken, öğrenciler ise uzaktan eğitim sürecinin bir an önce sona ermesini istiyor.

Çevrimiçi Eğitimde Öğrenciler Kampüsü Özlüyor.jpg

Akil Haber Ajansı olarak biz de bir yılı aşkın süredir kampüsten uzak kalan öğrencilerin uzaktan eğitim konusundaki görüşlerini aldık.

“Yüzyüze Eğitimin Önemini Anladım”

Akdeniz Üniversitesi’nde Gazetecilik bölümünü okuyan Yaşar Soylu, salgın nedeniyle eğitim hayatında çalışma disiplinini kaybettiğini ve aldığı teorik eğitimin kendisine yetersiz geldiğini ifade etti. Bu süreç içerisinde yüz yüze eğitimin önemini anladığını belirten Soylu, “Salgın öncesinde eğitim hayatımız ile ilgili sorunlar yaşadığımızda hocalarımız ile birebir görüşüp sorunları halledebiliyorduk. Şuan maalesef öyle bir şansımız yok. Kısıtlı imkânlar çerçevesinde sadece ders konularımızı işleyebiliyoruz” dedi.

Üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesinden ardından ailesinin yanına döndüğünü belirten Soylu, bu süreç içerisinde sosyal yaşamından çok fazla ödün verdiğini ve salgın öncesindeki yaşantısını özlediğini de dile getirdi.

“Derslerime Yoğunlaşmakta Zorluk Çektim”

Akdeniz Üniversitesi Psikoloji Bölümünü öğrencisi Çağlar Uygun, koronavirüs salgını nedeniyle üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesinin doğru bir karar olduğunu ancak sistemde halen birtakım sorunlar yaşadıklarını belirtti.

Çevrimiçi eğitim sürecine de uyum sağlamakta zorlandığını anlatan Uygun, “Dünyada ender olarak rastlanan bir sürecin içerisinde yer almak biz öğrenciler için farklı bir tecrübe oldu. Yaşanılan bu olumsuz durumu lehime çevirmek çabalasam da, özellikle ilk dönemlerde derslerime yoğunlaşmakta oldukça zorluklar çektim. Ani dikkat dağınıklığı ve okuduğumu anlayamama gibi bazı problemler ile karşılaştım. Eskisi kadar olmasa da halen dikkat dağınıklığı sorununu yaşıyorum. Sürecin bir an önce sona ermesini ve yüz yüze eğitimin kaldığı yerden devam etmesini temenni ediyorum” dedi.

Çevrimiçi Eğitimde Öğrenciler Kampüsü Özlüyor2.jpg

“Koronavirüs Süreci Benim İçin Verimli Geçiyor”

Akdeniz Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünü öğrencisi Sercan Mete, üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesiyle beraber aldığı teorik eğitimleri pratiğe çevirme fırsatı bulduğunu söyledi. Özellikle bu dönem içerisinde bolca kısa filmler çektiğini belirten Mete, “Koronavirüs süreci benim için çok verimli geçiyor. Salgın nedeniyle festivaller, konferanslar çevrimiçi bir şekilde gerçekleştiği için pek çok organizasyona katılım gösterebiliyorum. Salgın öncesi dönemde festivallerin sadece haberlerini okuyabilirken, şimdi canlı canlı izlemek insana ayrı bir tecrübe kazandırıyor” dedi.

Uzaktan eğitim sürecini verimli olarak geçirmesine rağmen okulunu ve arkadaşlarını özlediğini dile getiren Mete, özellikle bu dönemde bir yerleri gezip görmenin ne kadar değerli olduğunun farkına vardığını belirtti.

“Uzaktan Eğitime Geçilmesi Çok Doğru Bir Karar Oldu”

Akdeniz Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü okuyan Meltem Yağcı, kronik hastalığı olduğu için koronavirüs sürecinde evinden dışarı çok nadir çıkabildiğini söyledi. Üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesinin çok doğru bir karar olduğunu vurgulayan Yağcı “Özellikle benim gibi kronik rahatsızlıkları olanlar için çok isabetli bir karar oldu. Üniversitemizin nüfusu nedeniyle sosyal etkileşim çok yüksek bir durumda. Günde binlerce kişi otobüsleri kullanıp, yemekhanede yemek yiyor. Eğer bu karar alınmasa ülkece bu salgını daha kötü yaşayabilirdik” dedi.

Bu dönem içerisinde kendisini her anlamda geliştirmeye çalıştığını belirten Yağcı, her şeye rağmen arkadaşlarını ve üniversitesini çok özlediğini dile getirdi.

“Pandemiyle Beraber Gelecek Kaygım Da Arttı”

Akdeniz Üniversitesi Tarih Bölümünü öğrencisi Ahmet Arslan, üniversitelerin çevrimiçi eğitim kararı almasıyla beraber birçok sorun ile tek başına mücadele ettiğini söyledi. Evinde bilgisayar olmadığı için derslerini sadece telefonundan takip etmek zorunda kaldığını anlatan Arslan, “Pandemi süreciyle beraber gelecek kaygım da arttı. Gerek psikolojik gerekse de fiziksel olarak yorgun geçirdiğim bu süreçte derslerimi sadece küçücük bir ekrandan takip etmek zorunda kaldım. Çoğu zaman internetim olmadığı için derslerime katılım gösteremedim. İnternet kafeler salgın nedeniyle kapalı olduğundan yapmam gereken ödevleri de yapmakta güçlük yaşadım. Bu dönem içerisinde psikolojik olarak çok yıprandığımı belirtmeliyim” dedi.

Koronavirüsün hayatına girmesiyle beraber özel hayatından çok fazla ödün verdiğini dile getiren Arslan, “Arkadaşlarıma sarılmayı, ders aralarında olan sohbetlerimizi çok özledim. Fakültem, üniversitemin kampüsü deyim yerindeyse burnumda tütüyor. Koronavirüs tehdidinin bir an önce bitmesini ve üniversiteme kavuşmayı istiyorum” diyerekten sözlerini tamamdı.

“Kendimi Üniversite Öğrencisi Olarak Hissetmiyorum”

Akdeniz Üniversitesi’nde Gazetecilik Bölümünü okuyan İlknur Alparslan, uzaktan eğitim modeline geçilmesiyle beraber derslere adapte olmakta zorlandığını söyledi. Koronavirüs salgınının yayılımını kontrol altına için alınan önlemlerin yetersiz olduğunu belirten Alparslan, “Uzaktan eğitimin başlamasıyla beraber uygulamalı derslerimden almam gereken verimi alamadım. Ders sürelerinin kısa olması anlatılan bu konuları kavramakta büyük sıkıntı yaratıyor.” dedi. Derslerini genellikle odasından takip ettiği için belirli bir konfor rahatlığı oluştuğunu, bu yüzden de odaklanma sorunu yaşadığını dile getiren Alparslan, “Eğitim hayatıma yönelik motivasyonumu kaybetmiş durumdayım. Kendimi artık üniversite öğrencisi gibi hissetmiyorum” dedi.

“Çevrimiçi Eğitim Verimsiz ve Bunaltıcı Bir Süreç”

Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik ikinci sınıf öğrencisi Ömür Fethi Baran, üniversitesinin koronavirüs salgını nedeniyle uzaktan eğitime geçmesinin doğru bir karar olduğunu, ancak alınan diğer önlemlerin yetersiz kaldığını ifade etti. Derslerine uyum sağlamakta sorunlar yaşadığını dile getiren Baran, “Yüz yüze eğitimde derslerime sıkı sıkıya bağlıyken şuan ki süreç içerisinde derslerimden uzaklaşmış durumdayım. Çevrimiçi eğitim benim için verimsiz ve bunaltıcı bir süreç oldu” dedi.

Üniversitelerin kapalı olması nedeniyle birçok arkadaşının ailesinin yanına döndüğünü belirten Baran, kendileri ile sadece sosyal medya üzerinden iletişim kurabildiğini söyledi. Süreç içerisinde yüz yüze iletişim kurmanın bir ayrıcalık olduğunun farkına vardığını dile getiren Baran “Arkadaşlarım ile genellikle sosyal medya üzerinden görüşebiliyoruz. Bu vasat bir süreç. Yaptığımız konuşmaların eski sıcaklığı ve muhabbeti ne yazık ki yok. İki ekran karşısında ne hisler, ne mutluluklar ne de eski sıcaklıklar paylaşılamıyor. Umarım bu süreç bir an önce sona erer ve yüz yüze eğitim kaldığı yerden devam eder” diyerek sözlerini tamamladı.

Haber: Ali Demir

 

Eklenme tarihi: 12.03.2023 22:36:37
Son güncelleme: 12.03.2023 22:36:37