Kadın hikayelerini anlatan oyunlar yazan, oyunları beş kitap halinde yayınlanıp çeşitli dillere çevrilen, Türkiye, ABD, Tayvan, İsveç’te sahnelenen, Tiyatro Boyalı Kuş ve Bab-ı Tiyatro isimli profesyonel tiyatro topluluklarının kurucularından, Çılgın Bediş’in Ayşegül’ü, Hanımın Çiftliği’nin Neriman’ı olarak rol alan, Kabuk ve Yalnız adlı romanlarının yazarı oyuncu Zeynep Kaçar ile Antalya Kepez Kitap Fuarı’nda bir araya gelerek oyunculuğu ve kitapları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
AKİL- Okuyucularınızla buluşmak nasıl bir duygu?
Zeynep Kaçar: Kepez Belediyesi’ne teşekkür ederim. Bizi çok güzel ağırladı. Fuar yoğun ilgi gördü. Okuyucularımla buluşmak önemliydi benim için. Sanırım onlar için de.
AKİL- 2005-2006 yıllarında Manchester Rocian Tiyatrosunda "Pinnochio" adlı oyunda rol aldınız ve "Papers" adlı oyunun dramaturgluğunu yaptınız. Dramaturgların dramaturjinin içerisindeki fonksiyonu rolleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Zeynep Kaçar: Dramaturgun işi bir oyunun tüm aşamalarında yönetmeni doğru yönlendirmektir. Bu yönlendirmeleri iyi değerlendirebilen yönetmen nadir. Türk tiyatrosunda ne yazık ki pek çok yönetmen dramaturglarla çalışacak kadar alçak gönüllü ve akıllı olmayı beceremiyor.
‘‘Yalnız” Bu Ülkedeki Kadınların Ne Kadar Yalnız Oldukları Düşüncesinden Doğdu’’
AKİL- 2017 yılında “Kabuk” adlı aynı aileden üç kadının hikâyesini paralel kurgu ile ele aldınız. Geçtiğimiz 2021 yılında da “Yalnız” adlı ikinci romanınızı yayımladınız. Kitaplarınızın isimlerine ilham veren nedir? Kitaplarınızın isimleri nasıl ortaya çıktı?
Zeynep Kaçar: Kitapların içeriği beni o isimlere yönlendirdi. Kabuk pek çok anlamı kapsıyor. Aile, beden, ülke vb. Yalnız da Feray ve benim kuşağımdaki tüm kadınların bu ülkede ne kadar yalnız oldukları düşüncesinden doğdu.
AKİL - Kimliğinden koparılıp görülmez olan bir kadının kendini bulma, görme ve gösterme çabasını işlediğiniz “Yalnız” kitabınızı yazma süreciniz nasıldı? Yazım süreciniz nasıl geçti?
Zeynep Kaçar: Zordu. İkinci kitap olduğu için okuyucunun beklentisi yüksekti. Bu beklenti beni hayli zorladı. Yazım süreci, başka işlerde çalışmak zorunda olduğum için iki yılımı aldı. Bütünlüğü takip edip korumak da bu yüzden zor oldu. Kurguyu da defalarca değiştirdim.
AKİL- Pandemi süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi?
Zeynep Kaçar: Bir atölyede oyunculuk dersi veriyordum son beş yıldır. O sona erdi. Öğrencilerle çalışmak beni çok mutlu ediyordu. En çok eğitmenlik hayatım sona erdiği için üzüldüm. Ayrıca eve kapanmaktan da hiç mutlu olmadım. Dış dünyayı seviyorum.
AKİL- Daha önceden kadın hikayelerini anlatan Tiyatro oyunları yazmanızın kadın hikayelerine dair kitap kaleme aldığınızda ne gibi artıları oldu?
Zeynep Kaçar: Ben feministim. Dünyaya buradan bakıyorum. Başka konularda da yazıyorum ama kadın dilinden, kadın bakış açısından ve kadın merkezinden bakmak benim için hep normal oldu.
AKİL-Bir oyuncu olarak size bir senaryo geldiğinde, senaryoyu okurken aynı zamanda yazar olmanızın avantajı oluyor mu?
Zeynep Kaçar: Galiba olmuyor. Ben de düşünüyorum bunu. Oyuncu olarak okuduğumda metnin bütünlüğünden çok karakteri oluşturan ve çevreleyen koşullara odaklanıyorum. Sonra metnin değerini tartıyorum. Biraz zaman alıyor geneli görebilmek.
AKİL-Size bir senaryo geldiğinde nelere dikkat ediyorsunuz?
Zeynep Kaçar: Birinci koşul kadının dayak yememesi, aşağılanmaması. Politik bakışı benim dünya görüşüme uygun mu ikinci koşul. Sonra hikâyenin nasıl anlatıldığına bakıyorum. İyi anlatılmayan hikayelerin içine pek girmek istemiyorum. Çünkü zaten seyirci de hemen anlıyor o zayıf yapıyı.
“Tavsiyelere Aldırmayın”
AKİL- Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
Zeynep Kaçar: Yazmayı seviyorum. Kurgulamayı. Cümle kurmayı. Öfkemi dışa aktarmanın iyi bir yolu benim için. Ayrıca tiyatrocu olduğum için bazen çok boş vaktim oluyor, üretimde kalmamı sağlıyor yazmak.
AKİL- Son olarak öğrenci arkadaşlarımıza neler söylemek istersiniz? Neler tavsiye edersiniz?
Zeynep Kaçar: Selamlar sevgiler. Tavsiyelere aldırmayın.
Haber-Söyleşi: Hasan Hüseyin Alkan
Son güncelleme: 16.03.2023 23:40:03