Bir yıldan daha uzun bir süredir hayatı eve sığdırmaya çalışıyoruz. İlk karantina günlerimizde bol bol ekmek mayaladık, bir şeylere başladık ve yarım bıraktık. Gelin, bu karantina günlerinde kendi içimizi mayalamaya başlayalım, bakalım fırınımızdan neler çıkacak. Bu kez içimize dönelim, artık hiçbirimiz pandemi öncesindeki kişiler değiliz, peki hangisi gerçekten biziz? Geçmişi özlemek ve sürekli geçmişte kalmak yerine anda kalmayı, değişmeyi, dönüşmeyi öğrenebilmiş miyiz?
Nasıl Öğrenebiliriz?
Detoks yapalım yani illaki maydanoz suları içmesek de arınalım, yaza yalnızca fit vücutlarla değil, arınmış zihinlerle girelim. Sosyal medyada ekranları yukarı kaydırmayı biraz sonraya bırakalım, duralım, durduralım. Bir süreliğine telefonu, sosyal medya hesaplarımızı kapalı tutalım. Her an ulaşılabilir olduğumuz, dizi oyuncuları kadar kamera karşısındaki kaldığımız şu günlerde imkan buldukça ekrandan, telefondan uzak geçirelim günlerimizi.
Doğadan Aldıklarımızı Doğaya Verelim
Bu kez vaktimiz çok, hazır bahar aylarındayken doğadan aldıklarımızı doğaya verelim. Buğday Derneği’nin sosyal medya hesaplarında önerdiği gibi arıları doğaya çağıralım ve balkonlarımıza kekik, lavanta, adaçayı, biberiye ve daha pek çok çiçekli bitkiler dikelim. Balkonsuz evlerdeysek eğer pencerelerimizi renklendirelim, evet hayat hala çok zor ama gülümsemekten de vazgeçmeyelim. Yalnızca kendimizi değil, sokaktaki canları da hatırlayalım havalar ısındıkça su ihtiyaçları artacak “bir kap mama bir kap su” sloganıyla başlayalım güne. Yoga yapalım mesela bedenimizi zorlayalım, esneyelim, kabul edelim. Doğanın ve insanın bir parçası değişmeyi ve dönüşmeyi kabul etmezsek yaşama uyum sağlayamayız.
Dolap Raflarındaki Eskilerle ve Zihnimizi Meşgul Edenlerle Vedalaşalım
Madem evde bu kadar vaktimiz var o zaman dolaplarımızı açalım, elbet bir gün giyerim diye aldığımız, belki zayıflarım, belki bir daha giyerim diye köşelere sıkıştırdığımız her şeyi çıkaralım yerinden. Eğer bir vintage mağazası açma hayaliniz yoksa ihtiyacı olanlara verelim gitsin. Hem evimiz hem yüreğimiz hafiflesin. Belki o eski kot pantolonunuz bu yaz için ideal bir şort adayıdır, dönüştürelim. Ya da o elbisenin arkası sökülmüştü ya hani mutfak önlüğü yapalım ellerimizi çalıştıralım. Aynı şeyleri bir de artık hiç konuşmadığımız, artık hiç konuşmayacağımız, konuştuğumuzda bizi yaralayan üstümüze iki beden dar gelen kotlar gibi bizi bunaltan insanları da çıkaralım raflardan ki hayatımızda yeni insanlar için yer açılsın. Her veda zordur eski tişörtler hep en rahatıdır ama yenisi de bize çok yakışır.
Yalnızlıkla Belki de Başa Çıkabiliriz
Çok yalnız kaldınız, çok yalnız kaldık, kendimizle tanıştık, kendimizle kavgalar ettik, kendimize küstük haydi o zaman bu kapanmada kendimizle barışalım. Bayramda, kalıp mesajlar atmayalım tek tek arayalım özlediklerimizi, aman ayıp olur demeyi bırakalım ve kalıp mesajları unutalım. Öğrenelim, öğretelim başka pencerelerden bakalım dünyaya, “window-swap.com” adresine tıklayarak dünyanın bambaşka bir penceresinden sokağı izleyebilir, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sayfasından pek çok muhteşem müzeyi online gezebiliriz. Tüm bunlarla yetinmeyip yurt içi/yurt dışı fark etmeksizin birçok üniversitenin açtığı online eğitimlere katılabilir, dünyanın bir ucundaki sanat galerilerini gezebiliriz.
Defterleri Kapatalım Yeni Defterler Açalım
Bu sene de tıpkı geçen sene olduğu gibi Orta Asya, Ortadoğu ve Balkanların kadim geleneğimiz Hıdrellez’de evdeyiz belki sokaklara çıkıp ateşler yakamayacak ya da dileklerimizi nehirlere salamayacağız ama eksilerimizi, artılarımızı, dileklerimizi, beklentilerimizi bir kağıda yazıp bir gül dibine ya da bir yeşillik altına gömebiliriz. Şayet geleneksel biri değilseniz yine de yazın kimsiniz, kimdiniz, hayat size ne verdi ve siz ne yaptınız? Tüm defterleri kapatıp yeni bir defter açmanın tam zamanı. Bahar mevsimi geldi ağaçlar çiçek donanırken siz de içinizdeki kışa veda edin, dönüşün.
Yazan: Fatma Şahin
Son güncelleme: 11.03.2023 16:21:13