58. Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj yarışma filmlerinden olan Diyalog filmi ekibi, Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi konferans salonunda öğrencilerle buluştu.
Film yapım sürecinde, yapımcılara sağlanan fonların nasıl alındığından bahseden yönetmen Ali Tansu Turhan, “Türkiye gibi üçüncü dünya ülkelerinde yaşayan film yapımcılarından aşk filmi veya depresyona dair insanın karanlık taraflarını anlatan üretimler beklemiyorlar. Onları Avrupa’dan, Fransa’dan, Norveç’ten bekliyorlar. Belli fonlardan destek alabilmek için Diyalog gibi filmlerdense daha oryantalist yaklaşımla kendi arkalarında durabilecekleri filmleri diğer bir deyimle taşra filmleri çekmemizi istiyorlar” dedi.
Bağımsız sinemacılar olarak fon sağlamanın zorluğundan bahseden Turhan, “Bu yolculukta biz genç üreticiler belki de ürettiğimiz, anlatmak istediğimiz hikâyeye karşı heyecanımızı bile kaybedebiliyoruz. Yolun sonuna geldiğimizde bir an durup bu sizin gerçekten anlatmak istediğiniz hikâye miydi, yoksa yönetmen olmak için anlatmak zorunda mı kaldınız, sizin baş başa kaldığınız bir yüzleşme noktası haline bile gelebilir” dedi.
En Maliyetli Sanat Sinema
Sinema üretiminin sanat disiplinleri arasındaki en maliyetli üretim olduğunu belirten Turhan, “Bu noktada en başa dönüp temel bir sorgulama yaptık. Bir film üretmek için ne gerekir? Gerçekten bir film üretmek için ilk önce kendi içinizde ikna olduğunuz ve o hikayeyle beraber bir süre yaşayabileceğiniz bir derdinizin olması gerekir” dedi. O derdin senaryo formuna getirilmesi gerektiğini söyleyen Turhan, “Daha sonra masaya koyduğunuz senaryoya inanan insanlar bulmanız gerekiyor. Size inanan insanları bulduğunuz zaman da aslında para burada engel değil aracı oluyor” diyerek bir film üretmek için gerekli olanları vurguladı.
Ekip, Gençlere Tavsiyelerde Bulundu
Film üretiminin, sanatsal bir üretimin hayattaki birçok meslekten daha duygusal bir yeri olduğunu ve burada insan faktörünün atlanmadığı takdirde her insanın içinde bulunmaktan keyif alacağını söyleyen Turhan, “Film üretimi içerisinde çok fazla aç insan var. Duygusal açlık yaşayan ve mesleğini, yeteneğini yerine getirmek için yeterli koşulu bulamayan insanlar. Çünkü biliyorsunuz ki diziler, ana akım filmler, bizim derslerde öğrendiğimiz gibi açı, karşı açı ve kurgularla geçiyor. Aslında bir film üretiminde ifade biçimlerini denemek adına teknik ekibin de çok fazla sınırlandığı bir yer var o yüzden insan faktörünü unutmamak çok önemli” diye ekledi.
Turhan, “Nasıl ki siz hayalinizin peşinden koşuyorsunuz ve onu gerçekleştirmeye çalışıyorsunuz, unutmayın o görüntü yönetmenleri, kurgucular, ışık asistanları ya da rejilerin de bir hayali var ve onların peşinden koşacak yol arkadaşları arıyorlar” diyerek bu noktada insan faktörünün atlanmaması gerektiğinin altını çizdi.
“Bağımsız Sinemada Bağımsızlık Tavırdır”
Filmin Yapımcısı ve Senaristi Burcu Uğuz, sinema için bağımsızlık kavramını şöyle açıkladı; “Bağımsızlık belki iki şeyle açıklanabilir. Bir tanesi seçtiğiniz ticari yol yani dağıtım alanınız. Ama bundan daha önemlisi tavır, bağımsızlık bir tavırdır. Müdahale alanında, bir insan size ne kadar alan açacaksa bizim için bu bütçeyi arttırmak olabilir. Sizin yaratıcı eseriniz üzerinde de müdahale hakkı olduğunu düşündürebilir. Büyük bütçe veya küçük bütçe ile alakalı değildir bağımsızlık, tavırdır.”
Bir filme ne kadar katkı varsa kısıtlamanın da o kadar olabileceğini belirten Uğuz “Beş milyona çekilen film bağımsız olamaz demiyorum sadece bağımsızlığını ne kadar koruyabilir? Aslında bağımsızlık tavırdır derken sanatsal özgürlüğünüzü elinizde tutmak için verdiğiniz bir savaştır diyebiliriz” diyerek sözlerini noktaladı.
Söyleşi, Diyalog filminin izlenmesi ile son buldu.
Haber ve Fotoğraf: Neslihan Memiş ve Zeynep Sena Saydam
Son güncelleme: 13.03.2023 23:59:28