Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nün ilk mezunlarından Fatih Haktan Coşkun, lisans eğitimini sanatla harmanlayarak pek çok ödüle imza atıyor. FHC Sahne Sanatları Akademisi’nin kurucu müdürü olan Coşkun, Antalya’nın merkezindeki sanat okuluyla dansı, müzik albümleriyle şarkılarını, edebiyat ve şiir kategorilerindeki kitabıyla da şiir sevgisini aşılıyor. Böylece dileyen herkesin sanatın birçok alanında yer almalarına ve kendilerini ifade etmelerine imkân sağlıyor.
Fatih Haktan Coşkun, çocukluğundan gelen müzik sevgisi onun sanatçı olma isteğini pekiştirse de şartlar bu hayalini uzun yıllar gerçekleştirmesine izin vermemiş. Üniversiteye başlamasıyla dans ile tanışan Coşkun, yakaladığı bu fırsatı hayallerine ulaşmak için sonuna kadar kullanmış. Tek bir alanla yetinmeyen Coşkun, son yıllarda sanatçı kimliğini öğrencilerle iç içe sürdürmeye ve aynı zamanda kitap yazarak, klip çekimi çalışmalarına da devam ediyor.
“Üniversitenin Aşıladığı En Önemli Şey: Farklı Düşünebilmek”
İletişim Fakültesi’nde okumanın öğrencilerin yaratıcılığına büyük ölçüde katkı sağladığını belirten Fatih Haktan Coşkun, “Her seferinde iyi ki İletişim Fakültesi’nden mezun olmuşum diyorum. Hangi mesleği yaparsam yapayım aynı cümleyi söylerdim. Çünkü bu fakülteyi bitiren herkes gazeteci olarak çalışmayabiliyor, fakat hayata birçok insandan daha farklı bakıyorsunuz ve daha yaratıcı oluyorsunuz. Başka insanların düşünemediği şeyleri siz düşünebiliyorsunuz. Üniversiteler bunun için vardır” diyor ve ekliyor: “Üniversite eğitiminin öğrencilere aşıladığı en önemli unsur, farklı düşünebilmek ve fark yaratabilmek.”
“Sanata Dair Ne Varsa Yapmak İstedim”
Birçok projede yer alan Coşkun, kariyer çizgisini çocukluk hayali olan sanatçı kavramı üzerinden çizdiğini belirtirken: “Yakın çevrem ve arkadaşlarım müziğe olan tutkumu bilirlerdi. Ama ailem bunun pek farkında değildi. O yıllarda bu tür hayaller insanlara biraz uçuk gelebileceği için, sanatçı olmak istediğimi çok fazla dile getirmezdim. Sonrasında Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü okumak istedim ve bu dileğim gerçekleşti. O yıllarda popülist bir yanım vardı. Üniversitede de sürekli üretim halindeydim. Birçok yarışmaya katıldım. Sonra dansla tanıştım. Aslında sanata dair ne varsa yapmak istedim. Devamında bütün kapılar açıldı. Dansa yeteneğim vardı ama hayallerim sanatın başka dallarında asılıydı. Ama baktım ki hayatım böyle ilerliyor ben de üzerine gitmeyi tercih ettim ve dansçı oldum” sözleriyle geleceğini nasıl şekillendirdiğini belirtiyor.
Coşkun, bir taraftan kitap yazarak yazarlık kariyerinde de ilerlediğini dile getirerek, “Çocukluğumdan beri yazmaya olan bir yatkınlığımı lisans eğitimim sırasında geliştirdim. Kompozisyon yarışmalarına da katıldım. Sonrasında yazdığım şiirleri biriktirmeye başladım ve şu an bir şiir kitabım yayımlandı. Bir dönem üniversite dergisinde köşe yazarlığı yaptım. Dijital ortamda da birçok sitede yazmaya başladım. Yerel bir gazetede bir yıl kadar köşe yazıları yazdım ve burada sanatçı yanımı değil politik yanımı gösterdim. Bu şekilde yazma yönümü, insanlarla paylaşarak geliştirdim” şeklinde konuşuyor.
“Dili Doğru Kullanırsanız Daha Güçlü Bağlar Kurarsınız”
Hem iletişimci hem de dansçı olmanın avantajlarından yararlanıp bu iki unsuru birleştirdiğini söyleyen Coşkun, “Aslında iletişim, beden veya sözel fark etmeksizin insanlar arasında bir köprü. Önemli olan o köprüyü doğru kurmak. Ben dans ediyorum. Fakat dans ederken karşımdaki insanı en konforlu şekilde dans ettirmeye çalışıyorum ve onun ruhuna en iyi gelecek dokunuşları ona aktarmaya çalışıyorum. Bu sözel iletişimde de böyle insanlarla konuşurken kullanmış olduğunuz dil sizin aranızdaki bağı her zaman güçlendirir. Zaten insanlar arasında en uzak mesafe aslında dildir. Dili doğru kullanmadığınız sürece o mesafe açılır. Ama dili doğru kullanırsanız insanlarla daha güçlü bağlar kurarsınız” diyor.
Profesyonel Kimliğini Amatör Ruhla Sürdürüyor
Kendi adına geldiği noktadan memnun olduğunu belirten Fatih Haktan Coşkun, işine ve sanatına olan bağlılığını şu sözlerle ifade ediyor: “Bir başarıya ulaştığımı düşünüyorum ancak bu başarının beni değiştirmesine izin vermiyorum. İlk günkü gibi amatör ruhla çalışırken bu ruhu profesyonel kimliğimle sürdürüyorum. Buraya gelen her insanın hayallerini ve beklentilerini sorarak nasıl bir yol izleyeceğimize karar veriyoruz. Saygı, sevgi ve sınırlar orda yine var onları iyi bilmek gerekiyor. Çünkü insanlar buradaki dokunuşlarımızla kariyerini şekillendirecekler belki de.”
Zaman Ayırıyor ve Başarıyor
Dansta kendi potansiyelinin en üst seviyesine ulaştıktan sonra bunu insanlarla paylaşan ve açtığı sanat okulunda birçok öğrenciye dans dersleri veren Coşkun, eğitimlerden sonra gayet güzel geri dönüşler aldığını ifade ederek, “Eğitim kalitem hem Antalya özelinde hem de Türkiye genelinde iyice oturmuş durumda. Zaten 2021 yılında kulüp bazında Türkiye şampiyonu olduk. Bu süreçte 5 tane dünya şampiyonu çıkardık, başarılı geri dönüşler almış olduk. Eğitim veriyorum, hizmet sunuyorum ve öğrencilerimiz hem bana hem de kurumuza inanılmaz bir güven duyuyor. Zamanımızı ve bütçemizi buna ayırıyoruz. Ama bunun geri dönüşünü başarı olarak alıyoruz” diyor.
“Başarı Bir Süreç İşi”
Hayatın birçok alanında faaliyet gösteren Coşkun, İletişim Fakültesi öğrencilerine başarılı olmanın büyük ölçüde sabır gerektirdiğini vurgulayarak, sözlerini şu tavsiyelerle sonlandırıyor: “Başarı bir süreç işi. Evrende bir nokta gibi. Öyle bir nokta var ama nerde olduğunu bilmiyoruz. Bulmak için çabalamalıyız sadece. O yüzden insanın kendi sınırlarını daha ne kadar geliştirebilirim diye düşünmesi gerekiyor. Özellikle İletişim Fakültesinde okuyan arkadaşlara önerim, hangi işi yapacak olurlarsa olsunlar hiçbir zaman hedefledikleri seviyeye geldiklerini düşünmemeleridir. Çünkü önemli olan o noktada ne kadar kalabildiğindir veya onun altına düşüp düşmediğindir.”
Haber-Fotoğraf: Neslihan Memiş-Yaşar Soylu
Son güncelleme: 16.03.2023 01:39:48