Pandemide yaşlıların yaşadıkları zorlukları konu alan “Emine 'nin Penceresinden Pandemi” belgeseli geride hüzünlü bir hikaye bıraktı. 80 yaşındaki Emine Demir Uçar, kendi yaşantısı üzerinden anlatılan belgeselin başarısını göremeden hayata veda etti. Belgesel TRT Geleceğin İletişimcileri Yarışması’nda birincilik ödülü aldı.
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin hazırladıkları “Emine'nin Penceresinden Pandemi” radyo belgeseli TRT Geleceğin İletişimcileri Yarışması’nda En İyi Radyo Belgeseli Dalında birincilik ödülü aldı. Belgesel, Emine Demir Uçar’ın hikayesi üzerinden sokağa çıkamayan riskli gruptaki yaşlıların günlük yaşamını konu aldı. Koronavirüs pandemisi döneminde uzaktan devam eden eğitimde, Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri çalışmaya ara vermedi. Öğretim görevlisi Suat Erdöl’ün yönetmenliğinde hazırlanan belgeselde, Javidan Afendiyav, Sibel Göydağ Çakmak ve Burçin Eylem Aydoğan görev aldı.
Kitap Yazıyordu, Yazamadan Hayata Veda Etti
Annesi Emine Demir Uçar’ın öyküsünün belgesele yansımasını AKİL Haber Ajansı’na değerlendiren Akdeniz Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emine Uçar İlbuğa, annesinin 80 yaşında olmasına rağmen, hayat enerjisi ve pozitif dünya bakışıyla gençlere örnek olduğunu belirtti. Uçar’ın bir kadın biyografisini konu alan bir kitap yazmaya başladığını, ancak kitabın yarım kaldığını söyledi. İlbuğa, “Okuduğu kitapların yanında yeni bir şeyler öğrenmeye yönelmesiyle türküler söyleyerek, pek çok yaşıtına nazaran bir fark yarattı. Zamanını aktif kullanan biriydi. Anadolu’da bir taşrada büyümüş, ilkokul mezunu bir kadındı. 50'li yaşlarında kendini yeni şeyler öğrenmeye adamıştı. Hayatını mutlu ve aktif geçirdi. Babam öldükten sonra yalnız kaldı. Evin içinde teknoloji ile aktif olarak ilgilenmeye başladı. Sosyal medyayı çok aktif kullanmaya başladı. Hayatı dolu dolu yaşardı. Pandemi ile birlikte evde daha fazla zaman geçirmeye başladı. Bu süreçte daha önceden var olan ama hareket ettiği için aktifleşen bir karaciğer hastalığı ortaya çıktı. Teşhis konuldu ve ağır bir tedaviye başladı. Onun anlayabileceği dilden kadın biyografi kitapları okuduktan sonra 'ben kendi hayatımı yazsam nasıl olur' dedi. Kendi hayatını yazmaya başladı. Oldukça sosyal ve hayatını inanılmaz seven bir kadındı” dedi.
Pandemi ile birlikte rutin düzeninin bozulduğunu vurgulayan İlbuğa, hasta olmasına rağmen belgesele röportaj verdiğini belirterek, “Belgesel ile yaşlıların pandemiyi nasıl geçirdiğini göz önüne sermek istedik. Annem hasta olduğu için onu ben kayda aldım. Kayıt sırasında annem sevdiği türküleri söyledi. En sevdiği türkü 'ela gözlüm' olduğu için onunla başladık. Uzaktan güzel bir belgesel ortaya koyduk. Şuan kaybettiğimiz ama bu süreci yaşamış birinin duygularını ortaya koymasını sağladık. Annem hep aynı kalmamış hep gelişen teknolojiyle ve sosyal alanını oradan bu alana taşıyarak ilişkilerini devam ettirmiş. Bu nedenle belgeselin özelliği karamsar bir tablo çizmekten çok hayat devam ediyor diyebilmek” dedi.
Hayatın İçinde Olmaya Çalışan Biriydi
Belgeselinin ödül almasının hem kendilerini onurlandığını hem de burukluk bıraktığını belirten Öğr. Gör. Suat Erdöl, pandeminin ruhuna uygun bir iş çıktığını, Emine teyzenin de pandemide sıkılmış ama sıkıldığı kadar da kendisine uğraşlar yaratmış biri olarak özellikle onu seçtiklerini söyledi. Emine teyzenin ilkokul mezunu olmasına rağmen sosyal medyada aktif olduğunu, hayatın içinde olmaya çalışan biri olduğunu belirten Erdöl, “Keşke bu çalışmanın sonucunu görseydi. Çok değişik duygular barındırdı hepimizde. Duygu yüklü bir iş çıktı. Ödül almış olması hepimizde buruk bir sevinç bıraktı. Yarım kalan kitabının da belgeselini çekmeyi planlıyoruz” dedi.
Vaktini Böyle Değerlendirmesi İlham Vericiydi
Belgeselin seslendirmesini yapan Burçin Eylem Aydoğan pandemiyi yaşlı bir insanın gözünden görmenin önemli olduğuna dikkat çekti. Aydoğan, Emine Demir Uçar ile aynı duyguları hissettiğini belirtti. Aydoğan, “O yaşta bir kadının vaktini böyle değerlendirmesine şahitlik etmek ilham vericiydi. Güncel ve profesyonel bir iş çıkardık. Ekip olarak hepimiz üzerimize düşeni en iyi şekilde yaptık ve bence ödülü de hak ettik” dedi.
Hala Anısını Yaşatıyoruz
Radyo belgeselinin proje sahibi, yapım ve montajından sorumlu olan Javidan Afandiyev, “Röportajı aldıktan bir kaç hafta sonra Emine teyzeyi kaybettik. Ödül alması bu açıdan çok iyi oldu Emine teyze için güzel bir armağan oldu. Hala anısını yaşatıyoruz” dedi.
Onun İzlediği Manzarayı İzledim
Radyo belgeselinin metin yazarı Sibel Göydağ Çakmak ise Emine Demir Uçar'ın vefatından sonra belgeseli tekrar tekrar dinlediğinden söz etti. Hem buruk hem de güzel bir anı olduğunu sözlerine ekleyen Çakmak, kendini Emine'nin Penceresi’nde bulduğunu söyleyerek, onun izlediği manzarayı izlediğini belirtti.
Haber: Dilara Açar
Son güncelleme: 13.03.2023 23:16:50