Toplumda rahim ağzı kanseri adıyla yaygın olan hastalığa sebep olan HPV, cinsel ilişki sırasında erkeklerden kadınlara bulaştığı gibi kadınlardan da erkeklere bulaşıp kansere sebep olabiliyor. Hastalıktan karşılıklı korunma içinse öncelikli çözümün yalnızca kadınlarda değil erkeklerde de aşılanma olduğu söyleniyor.
Kadınlarda rahime açılan bölgede görülen rahim ağzı kanserine HPV virüsü sebep oluyor. Dünya genelinde meme kanserinden sonra ikinci sıklıkta görülen rahim ağzı kanseri için yıllardır çalışmalar sürüyor. Hastalığın erken tespitiyle başlayan tedaviyle risk oranı en aza düşürülüyor. Fazla yaygın olarak bilinmeyen HPV kadınlar kadar erkekler için de büyük tehdit unsuru oluyor.
Hastalığa yakalanma riskini azaltmanın öncelikli yolu ise erken yaşta aşılanma olarak kabul ediliyor.
“Siğillere sebep olduğu gibi hiçbir belirti de göstermeyebilir”
HPV’nin dünya ve Türkiye genelinde yeni tanınan bir virüs olduğunu dile getiren Türk Tabipler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Figen Yıldırım “Bu virüs genelde vücutta siğillere sebep oluyor bazense hiçbir belirti göstermiyor, smear testinde çıkıyor” diye konuştu.
Tek taraflı aşılanma korunma için yeterli değil
Hastalığın erkeklerde de görüldüğüne değinen Yıldırım, Bu virüsün erkeklerde penis kanserine sebep olabildiğini, penis kanserine yol açtığı gibi anal ve oral bölgelerde de virüse bağlı kanserin görülebildiğini aktardı.
Yıldırım, “Erkeklerin de HPV’den korunmak için aşı olmaları gerekiyor. Aşı zaten tek başına hastalıktan korumuyor çünkü bu virüsün 150 türü var aslında. Bu hastalığa karşı üretilen üç aşı var. Biri hastalığın iki varyantını, biri dört varyantını biri ise dokuz varyantını içeriyor. Dokuz varyantı içeren aşı Türkiye’de yok ancak dört varyantı içeren aşı ülkemizde uygulanıyor. Fakat aşı da virüse karşı yüzde 90 koruma sağlıyor. Yani sadece aşı bile virüse yakalanma ihtimalini kesinlikle yok etmiyorken partnerlerin tek taraflı aşılanması da riski arttırır. Bu yüzden erkeklerin de hem kendilerini hem partnerlerini korumaları amacıyla aşıyı olmaları gerekir” diye konuştu.
“Cinsel Yolla Bulaşan Bütün Hastalıkların En Önemli Faktörü Tek Eşlilik”
Hastalığın görülme oranının cinsellikle tanışma yaşına göre değişebileceğini söyleyen Doç. Dr. Yıldırım sözlerine, “Cinsel yolla bulaşan bütün hastalıkların en önemli faktörü tek eşlilik. Tabii karşıdakinin de tek eşli olması gerekiyor. Ama bunun Türkiye’de, özellikle genç nüfusta, mümkün olma ihtimali çok düşük. İkinci yolu aşılanmak, üçüncü yoluysa ilişkinin başından sonuna kadar prezervatif kullanmak. O zaman ancak cinsel yolla bulaşan hastalıklardan kurtulabiliriz ki bir tanesinin olması karşılığında diğerlerinin olma olasılığı çok yüksek. Mesela frengi dediğimiz bir hastalık var. Bu hastalığı geçiren insanlarda AIDS mikrobunun olma olasılığı çok yüksek ya da HPV geçiren insanlarda AIDS mikrobu olma olasılığı yüksek. Bu kişilerin taranması gerekiyor” ifadeleriyle devam etti.
‘’Virüsü Erkek arkadaşımdan kaptım’’
HPV kaynaklı rahim ağzı kanserini atlatan I. E. ise siğilleri fark ettikten sonra hastaneye gittiğini söylerken “Siğillerim için yakma işlemi uygulandıktan sonra yapılan testte kanser olduğumu öğrendim” ifadelerini de sözlerine ekledi.
I.E kendi sürecini “Tek eşli bir ilişki yaşadığımı zannederken aslında erkek arkadaşım başka ilişkiler içerisindeymiş. Bu sebeple bu virüsü bana taşıdı ve hastalık sürecimde test sonucum negatife dönene kadar cinsellik yasak olduğu için bu süreçte beni terk etti” diyerek anlattı.
“Erkek Arkadaşım Aşı Olmadı”
Hastalığını öğrendikten sonra erkek arkadaşına bu durumu iletmesine karşın erkek arkadaşının aşı olmadığını belirten I.E, ‘’Türkiye’de maalesef bu sistem kadınlar üzerinden işliyor. Oysa bana bu virüsü taşıyan kişi bir erkek. Dolayısıyla bu aşıyı kadınlar kadar erkeklerin de olması şart’’ dedi.
Aşılar Devlet Tarafından Karşılanmıyor
Smear testinde pozitif çıktıktan hemen sonra ilk doz aşısını olduğunu ileten I.E ‘’Tek doza 690 TL verdim. 3 dozluk bir aşı bu. Ameliyatlarımla birlikte toplamda 15.000 TL kadar para harcadım. Aşıları devletin karşılamaması çok üzücü’’ dedi.
“Psikolojik Destek Alınması Gerekiyor”
Hastaların tedavi sürecinde psikolojik destek almaları gerektiği konusunda fikirlerini ileten Psikolog. İnci Turan da “Çoğu insan daha kanser adını duyduğunda bile endişe duymaya başlıyor. Bazıları ise bunu saklamayı tercih ediyor. Bu durumda hastaların sosyal yaşamları, iş hayatları ve arkadaş ilişkileri sekteye uğruyor. Bununla birlikte içe kapanma, anksiyete ve depresyon riskleri artıyor. Bunların üstesinden gelmeleri için de profesyonel bir destek almaları çok önemli” olduğunu söyledi.
Haber: H. Gülperi Tibin ve Hüseyin Üstünol
Son güncelleme: 17.03.2023 00:18:00